YURT DIŞI HİZMET BORÇLANMASI
Türk vatandaşlarının, yurtdışında geçen çalışma sürelerinin , yurt dışında bulunan ev kadınlarının ise orada geçirilen sürelerinin , borçlanma yolu ile Türkiye’de çalışılmış gibi sayılması ve varsa , Türkiye’deki çalışma süreleri ile birleştirilerek ,emeklilik aylığına hak kazanmaları mümkündür.
Yurt Dışı Hizmet Borçlanması Talebinde Bulunabilmek İçin Gerekli Şartlar
Yukarıda bahsedilen şekilde yurtdışı hizmet borçlanması talebinde bulunarak, geçmişe dönük borçlanma ve emeklilik aylığına hak kazanmak mümkün ise de 3201 sayılı Kanunda bir takım şartlar aranmaktadır. Şöyle ki ;
1-3201 sayılı Kanunun 1. Maddesine göre bu haktan yararlanabilmek için 18 yaşının doldurulmuş olması şartı aranmaktadır. Bu nedenle 18 yaşının doldurulmasından önceki yurtdışında sigortalı veya ev kadını olarak geçirilen süreler borçlanılamayacaktır.
2-Yurtdışında geçirilen sürelerin Türkiye’de çalışılmış gibi sayılması için borçlanılması istenen sürelerde Türk vatandaşı olmak ve yazılı başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmak zorunludur.
3201 sayılı kanunda başvuru tarihinde Türk Vatandaşı olma şartı aranmış ve uygulamada da Kurum ilgili hüküm uyarınca işlem yapmakta başvuru sahiplerinin başvuru tarihinde Türk Vatandaşlığından çıkmış olması halinde başvuruları reddetmekte ise de Yargıtay kurumun ve yerel mahkemelerin kişilerin başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmaması nedeniyle bu şekilde reddettiği başvuruları hukuka aykırı bulmaktadır. Yerel mahkeme gerekçesinde ;
5901 sayılı Vatandaşlık Kanunun 28. Maddesine vurgu yaparak, çıkma izni ile Türk vatandaşlığını kaybedenlerin sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı olduğunu , bu hakların kullanılmasında ilgili kanun hükümleri uygulanması gerektiğini , bu hakkın kişilerin kazanılmış hakkı olduğunu belirterek başvuru tarihinden önce çıkma izni ile Türk vatandaşlığından ayrılanların da Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçirmiş oldukları dönemleri borçlanabileceklerine hükmetmiştir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 9.4.2014 tarih ve 2014/4278 Esas- 2014/7344 Kararında “Somut olayda, 03.01.2001 tarihinde izinle Türk vatandaşlığından çıkan davacının yurtdışında Türk vatandaşı olarak geçen süreyi borçlanma isteminin "borçlanma talep tarihinde Türk vatandaşı olmadığı" gerekçesiyle hukuka aykırı bir biçimde reddedilmesi nedeniyle davacının borçlanma tutarının başvuru tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.”
Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 06.05.2010 tarih ve 2009/869 Esas -2010/6691 Karar sayılı ilamında “Türk vatandaşlığından izinle çıkan ve borçlanma başvurusunda bulunduğu tarihte Türk vatandaşı olmayan kişilerin istemlerinin, Türk vatandaşlığının yitirildiği tarih öncesine ait süreler yönünden kabul edilmesi gerekmekte, bu kişilere, Türk vatandaşlığından izinle çıkmadan önce yurt dışında geçirdiği sürelerine ilişkin borçlanma hakkı tanınmalıdır.” Diyerek bu hususa vurgu yapmıştır.
Türk vatandaşlığı ile birlikte yabancı ülke vatandaşlığına sahip olmak bu düzenlemeden yararlanmaya engel olmamakta çifte vatandaşlık sahibi olanlar da bu düzenlemeden faydalanabilmektedirler.
3-) “3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun “ a göre borçlanılmak istenen süre boyunca ve başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmak yetmemekte, yurtdışında geçen tüm sürelerin değil, belirli nitelikte geçen hizmet sürelerinin borçlanılabilmesini mümkün kılmıştır.
a-)Yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin borçlanılmasında kanunda herhangi bir kısıtlamaya gidilmemiş, yurt dışında ev kadını olarak bulunanlar sigortasız olarak geçirdikleri tüm süreleri diledikleri kadar borçlanabileceklerdir. Bu süreler işsizlik süresi veya boşta geçen süre olarak değerlendirilmeyecektir.
Ancak ev kadınları tatil ya da başka herhangi bir nedenle Türkiye ‘de bulundukları dönemleri borçlanamayacaklardır. Kısmi borçlanma da mümkün olup, ev kadınları emekliliğine yetecek kadar olan kısım için borçlanma talebinde bulunabilirler.
b-)Ev kadını olarak borçlanacakların dışında borçlanma talebinde bulunacak olanlar ancak; bulundukları ülke mevzuatına göre ikamet süreleri hariç, çalışılmış ya da çalışılmış olarak sayılan süreleri (işsizlik ödeneği, bakım süreleri, hastalık ödeneği süreleri gibi. ) borçlanabileceklerdir.
Yurt dışında işsiz olarak geçirilen sürelerin tamamının borçlanılması da mümkün olmayıp, 3201 sayılı Kanunun 1. Maddesine göre ancak sigortalılık süreleri arasında veya bu sürelerin sonunda her birinde 1 yıla kadar olan işsizlik süreleri borçlanılabilecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 6.4.2016 tarih ve E. 2014/454 Esas- 2016/481 Karar sayılı ilamında davacının yurt dışında mesleki eğitimden dolayı ödediği zorunlu primlerin, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortaları ( aylıkları )” başlıklı beşinci bölüme 2.11.1984 tarihinde imzalanıp 5.12.1985 tarihli 3241 Sayılı Kanun ile onaylanıp yürürlüğe giren Ek Sözleşme ile getirilen sözleşmenin 29. maddesi hükmü kapsamında, uzun vadeli sigorta kollarından olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından Alman rant sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık girişi olduğunun kabulü gerektiğine hükmetmiştir.
Yukarıda belirtilen şartları sağlayabilenler hizmet sürelerini belgelendirerek kuruma yazılı olarak başvurabileceklerdir.
İlgililer başvuru dilekçeleri ile birlikte hizmet sürelerini belgelendirmek zorundadırlar.
Borçlanma başvurusunda bulunanlar, yurtdışında geçen ve borçlanmaya esas olacak süreleri yönetmeliğin 9. Maddesinde belirtilen sigortalılığın belgelendirilmesine ilişkin belgelerden durumlarına uygun olanını, Kuruma ibraz etmekle belgelendirme mecburiyetlerini yerine getirmiş olurlar.
Başvuru dilekçelerinde eksik evrak bulunması halinde kurum ilgililere eksik evrakların tamamlanması için bildirimde bulunacak, belirtilen sürede eksik belgeleri tamamlamayanların borçlanma işlemleri geçersiz sayılacak ve bu durumda yeni bir dilekçe ile kuruma başvuru yapılması gerekecektir.
3201 SAYILI KANUNA GÖRE BORÇLANAMAYACAK KİŞİLER
:3201 sayılı kanunun 8. Maddesinde kimlerin borçlandırma yapamayacağı açıklanmış olup, buna göre ;
1-Sosyal Güvenlik Kurumları tarafından kendilerine veya hak sahiplerine aylık bağlanmış olanlar yurt dışı hizmet borçlanmasından yararlanamayacaklardır.
2-Göçmen olarak gelenler , yurt dışında bulundukları sürede Türk vatandaşı olmadıkları için bu haktan yararlanmayacaklardır.
3- Türk vatandaşlığının kazanılmasından önce geçen süreleri değerlendirmek isteyenler bu haktan faydalanamayacaktır.
4-İstisna akdi çerçevesinde Almanya ‘da istihdam edilenler
5-Geçici olarak yurtdışına çalıştırılmak üzere gönderilen ve 5510 sayılı yasaya göre 4/a kapsamında sigortalı sayılanlar
İlgili düzenlemeden faydalanamayacaklardır.
YURT DIŞI HİZMET SÜRELERİNİN YURT İÇİ HİZMET SÜRELERİ İLE ÇAKIŞMASI
Sosyal Güvenlik Kanunlarına göre malullük, yaşlılık, ve ölüm sigortaları kapsamında geçen sürelerle çakışan yurt dışı hizmet sürelerinin borçlanılması mümkün değildir.
Yabancı ülkedeki çalışmalar ile çakışan yurt içi prim ödeme sürelerinden hangisinin iptal edileceği hangisinin geçerli sayılacağı konusunda sosyal güvenlik anlaşması yapılan ülkeler ve anlaşma yapılmayan ülkeler olarak ayrım yapmak gerekecektir. Buna göre ;
Sosyal güvenlik anlaşması yapılan ülkeler ile ülkemizdeki prim ödeme sürelerinin çakışması halinde ülkemizdeki prim ödeme süreleri iptal edilecek ve yurt dışı çalışma süreleri talep halinde borçlanılabilecektir.
Yine sözleşme imzaladığımız ülkelerde ev kadını veya sigortalı olarak geçen süreler ile yurt içinde isteğe bağlı sigorta primi yatırılan dönemlerin çakışması halinde isteğe bağlı sigortalılık süreleri iptal edilecek ve talep halinde yurt dışı sigortalılık veya ev kadını dönemleri borçlanılabilecektir. (Fransa, İngiltere , İsveç ve İsviçre hariç )
Sosyal güvenlik anlaşması yapılmayan ülkeler ile ülkemizdeki prim ödeme sürelerinin çakışması halinde ülkemizdeki prim ödeme süreleri iptal edilmeyecek ve yurt dışı süreleri de borçlanılamayacaktır. , ancak yurt içi hizmet sürelerinin geçersiz sayılması durumunda bu süreleri borçlanmak mümkün hale gelebilecektir.
Yurt dışında işsizlik ve ev kadınlığında geçen sürelerin ülkemizdeki prim ödeme süreleri ile çakışması durumunda da bu kural uygulanacak bu durumda ülkeler arasında sosyal güvenlik anlaşmasının olup olmadığına da bakılmayacaktır.
Yani örnek vermek gerekirse yurt dışında ev kadını olarak borçlanma talebinde bulunan bir kişi aynı dönemde Türkiye’de primi bulunması halinde çakışan sürelerden dolayı borçlanma talebinde bulunamayacak, ancak ülkemizdeki hizmet ve prim ödemeleri geçersiz sayıldığı takdirde bu haktan faydalanabilecektir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 03/03/2016 tarih ve 2015/21151 Esas- 2016/3490 Karar sayılı ilamında bu konulara değinmiştir.
Yine sözleşme imzalanmamış ülkelerde ev kadını veya sigortalı olarak geçen süreler ile yurt içinde isteğe bağlı sigorta primi yatırılan dönemlerin çakışması halinde yurt dışında geçen süreler borçlanılamayacaktır. Fransa, İngiltere , İsveç ve İsviçre’de de bu kural uygulanacaktır.
BORÇLANILAN SÜRELERİN 5510 SAYILI YASANIN 4. MADDESİNE GÖRE HANGİ KAPSAMDA DEĞERLENDİRİLECEĞİ
3201 sayılı yasa kapsamında borçlanma talebinde bulunanların borçlandıkları yurt dışı hizmetleri Türkiye ‘de son defa hangi kapsamda sigortalı sayıldıklarına bağlıdır.
Türkiye de son hizmeti ve prim ödemesi 5510 sayılı yasanın 4/1-a kapsamında olan sigortalının borçlandığı süreler de bu kapsamda 4/1-a sigortalısı sayılacaktır.
Son primi 4/1-b kapsamında yatırılmış olanlar ve Türkiye’de daha önce herhangi bir sigorta koluna prim ödememiş olanlar 4/1-b kapsamında sigortalı sayılacaktır.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 23/05/2016 tarih ve 2016/4528 Esas – 2016/8632 Karar sayılı ilamında açıklanan hususlara vurgu yapılmıştır.
AYLIK BAĞLANMASI İÇİN GEREKEN ŞARTLAR
Yukarıda bahsettiğimiz şartları sağlayanların borçlanmalarını yapabileceklerdir.
Ancak kurumun başvuru sahiplerine aylık bağlayabilmesi için ilgililerin kendilerine tahakkuk ettirilen tüm borcu ödemiş olmaları, hangi sigorta kolundan sigortalı sayılacaklar ise Sosyal Güvenlik Kanunlarına göre o sigorta kolunun emeklilik için aranan prim yaş vs şartları taşıyor olmak, yazılı bildirimde bulunmak ve Türkiye ‘ye kesin dönüş yapmak gerekmektedir. Bu şartları sağlayanlara Kurum tarafından ödeme yapılabilecektir.
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 26/11/2015 tarih ve 2015/18692 Esas – 2015/21119 Karar sayılı ilamında Hukuk Genel Kurulu Kararlarınca aylık bağlanması için yurda kesin dönüş yapmanın zorunlu olduğunu , yine aynı kararda davacı işçinin, çalıştığı ülkeden işsizlik yardımı, hastalık, geçici iş göremezlik vs. gibi yardımlar alması halinde sigortalının kesin dönüş yapmadığının Yargıtay kararları ile de kabul edildiğine hükmetmiştir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi de 05/10/2015 tarih ve 2015/13917 Esas – 2015 /15767 Karar sayılı ilamı ile 3201 sayılı Kanunun 6'ncı Maddesinin B bendi ile tekrar yurtdışına gitmek değil, yabancı ülke mevzuatına tabi olarak çalışmak ve ikamete dayalı sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği almak, aylığın kesme nedeni olduğu belirtilmiş; 3201 sayılı Kanuna göre yaşlılık aylığı bağlanıp altı aydan daha uzun süre yurtdışında bulunmuş olanların, yurtdışında çalışıp çalışmadıklarını ve ikamete dayalı bir sosyal sigorta veya sosyal yardım ödeneği alıp almadıklarını “3201 sayılı Kanuna göre aylık alanlara mahsus yoklama belgesi” vererek, aylıklarını almaya devam edebilecekleri, Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 14'üncü maddesi ile hüküm altına alınmış olup, yurtdışında uzun süre kalmak, tek başına bir aylık kesme nedeni teşkil etmeyeceğine hükmetmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan şartları sağlayabilenler kuruma başvuruları halinde yurt dışı hizmet sürelerini borçlanmak ve yurda kesin dönüş yapmak şartı ile Türkiye ‘de emekli olabilmekte ve kendilerine emekli aylığı bağlanabilmektedir.
Diğer Makaleler
- Ortaklık Payını Devreden Limited Şirket Ortaklığının Kamu Alacağının Tahsilinden Doğan Sorumluluğu
- İŞİ BIRAKMA BİLDİRİMİ-RESEN TERK-İŞİ BIRAKMADA VE RESEN TERKTE VERGİ DAİRESİNCE İZLENMESİ GEREKEN YOL-ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ KALDIRILMASI HAKKINDA
- sahte belge düzenleme veya sahte belge kullanma nedir(1)
- Başmüdürlüklerin/Bölge Müdürlüklerinin, itiraza konu vergi ve ceza miktarlarında artırım yapma yetkisinin olmadığı hakkında. İstanbul vergi avukatı
- VERGİ İNCELEMESİNE KİMLER YETKİLİDİR
- VERGİ HUKUKUNDA İSPAT VE DELİL
- VERGİ BORCU BULUNAN ŞİRKET HAKKINDA AMME ALACAĞININ TAHSİLİNİ SAĞLAMAK AMACIYLA TÜM TAKİP YOLLARI TÜKETİLMEDEN İLGİLİ KİŞİNİN KANUNİ TEMSİLCİ OLDUĞUNDAN BAHİSLE ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENEMEYECEĞİ HAKKINDA
- MALİ TATİL DÜZENLEMESİNİN YARGISAL SÜRELERE ETKİSİ
- KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİ
- sahte belge düzenlersek veya sahte belge kullanırsak başımıza ne gelir (2)
- Defter ve Belgelerin mücbir bir sebep olmaksızın incelemeye ibraz etmemenin hukuki sonuçları nelerdir
- ARIZİ KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ
- GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ
- idarenin müeyyideli yazısı,ihtirazi kayıtla beyan,re'sen araştırma ilkesi
- DEFTER VE BELGELERİN MÜCBİR SEBEP NEDENİYLE İBRAZ EDİLEMEDİĞİNİN KANITLANMASI HALİNDE VERGİ ZİYAI CEZASI VE ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI KESİLEMEYECEĞİ HAKKINDA
geri