İŞİ BIRAKMA BİLDİRİMİ-RESEN TERK-İŞİ BIRAKMADA VE RESEN TERKTE VERGİ DAİRESİNCE İZLENMESİ GEREKEN YOL-ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ KALDIRILMASI HAKKINDA
213 sayılı Vergi Usul Kanununun "işi bırakmanın bildirilmesi" başlıklı 160. maddesinde; 153. maddede yazılı mükelleflerden işi bırakanlar, keyfiyeti vergi dairesine bildirmeye mecburdur. İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticari, zirai ve mesleki faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde mükellef işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir. Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Kanunun 160. maddesine dayanılarak çıkarılan, 21/12/2004 tarih ve 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesi ile işi bırakma bildiriminde bulunmayan mükelleflerin, işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi halinde, mükellefiyet kayıtlarının, vergi dairelerince gerekli araştırmalar yapılarak terkin edileceğine ilişkin işlemler düzenlenmiştir.
Buna göre söz konusu İç Genelgede, "31/07/2004 tarihinden sonra, ticari, zirai veya mesleki kazanç sahibi gerçek kişiler ve ortaklıklar ile tüzel kişi mükelleflerden, birbirini izleyen iki döneme ait katma değer vergisi beyannamesini vermeyenlerin iş yeri ve ikametgah adreslerinde, ayrıca tüzel kişi mükelleflerin kanuni temsilcilerinin ikametgah adreslerinde, katma değer vergisi beyannamesi verilmeyen son dönemi izleyen ay içerisinde gerekli yoklama işlemleri yapılarak, ilgililerin işlerini ne zaman terk ettikleri, iş yerinin yoklama tarihindeki durumu, iş yerinde başkaları faaliyet gösteriyorsa hangi tarihten itibaren orada faaliyet gösterdikleri, mükellefin mesleği ile ilgili teşekkül, birlik veya oda kayıtlarında yer alan bilgiler ile iş yeri ve ikametgah adreslerinin bulunduğu yer muhtarlık kayıtları araştırılarak, adres değişikliği yapılıp yapılmadığı hususları tespit edilecektir.
Yukarıda belirtilen araştırma ve yoklamaların tamamlanmasını takip eden otuz gün içinde mükellefin bilinen adreslerinde, dosyadan sorumlu servis şefinin de katıldığı ikinci bir yoklama yapılarak, ilgilinin bilinen adreslerinde bulunamadığını teyit eden bir yoklama fişi tanzim edilecektir.
Yapılacak araştırma ve yoklamalar sonucunda, işini terk ettiği tespit edilen, bilinen adreslerinde bulunamayan ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilemeyen mükelleflerin mükellefiyet kayıtları, ilgili müdür yardımcısının önerisi ve vergi dairesi müdürünün onayı ile terkin edilecektir.
Bu işlemler en geç katma değer vergisi beyannamesi verilmeyen son dönemi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar tamamlanacaktır.İşlemlerin süresinde ve eksiksiz olarak sonuçlandırılması hususu vergi dairesi müdürleri tarafından titizlikle takip edilecektir.
İşini terk ettiği tarih, Devlet veya Devlet güvencesinde tutulan kayıt ve siciller veya diğer kanaat getirici vesikalarla tevsik edilebilenlerin mükellefiyet kayıtları, bu olayın meydana geldiği tarihten itibaren, ticari, zirai ve mesleki kazanç sahipleri ve kurumlar vergisi mükelleflerinden, işini terk ettiği tarih, kanaat getirici vesikalarla tespit edilemeyenlerin mükellefiyet kayıtları, ilk yoklamanın yapıldığı tarihten itibaren terkin edilecektir" ifadeleri yer almaktadır.
213 sayılı Kanunun mükerrer 355/1. Maddesinde ise, bu Kanunun 86,148, 149, 150, 256 ve 257. maddelerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257. madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlara maddede üç bent halinde sayılan özel usulsüzlük cezalarının kesileceği belirtilmiştir.
Yukarıda yer alan düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, işi bırakan mükellefin vergi dairesine bildirimde bulunması genel kural olmakla birlikte, faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, ortaklığın feshine ve tasfiyesine karar verilmemiş, sorumlu ve muhatap tutulacak kanuni temsilci veya tasfiye memuru da bulunmayan, işlerini tamamen terk ettiği belirlenen ve vergiye tabi bir faaliyeti de tespit edilmeyen mükelleflerin, işi bırakma keyfiyetini vergi dairesine bildirmemiş olmaları nedeniyle, beyanname vermedikleri dönemlere ilişkin matrahlarının re'sen takdiri yoluna gidilmesi ve gayrı faal oldukları dönemler için beyanname verilmemesi nedeniyle usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezası kesilmesi 213 sayılı Kanunun 3. maddesinde ifadesini bulan, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ilkesine uygun düşmemektedir.
213 sayılı Kanunun 160. maddesi, işini tamamen terk eden ve vergiye tabi bir faaliyeti tespit edilemeyen mükellefler hakkında, sadece işi bırakma keyfiyetinin vergi dairesine bildirilmemiş olması nedeniyle gereksiz tarhiyatlar yapılmasının ve ihtilaflar yaratılmasının ortaya çıkardığı sakıncaları gidermek ve münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirenlerin mükellefiyet kayıtlarının terkini suretiyle idarenin ve diğer mükelleflerin mağduriyetini önlemek amacına yönelik olarak düzenlenmiştir. Bu çerçevede belirli şartları taşıyan mükelleflerin mükellefiyet kayıtlarının vergi dairesince terkin edilmesi imkanı getirilmiştir.
Verilen bu imkan şüphesiz ki idareye bu durumda olan mükelleflerin mükellefiyet terkin tarihini keyfi olarak belirleme yetkisi vermemekte, tam tersine belli şartlar dahilinde yapılması gereken işlemleri yapması ve İç Genelgede belirtilen süreler içerisinde yapılacak tespitlere göre mükellefiyetin re'sen terkini sorumluluğu getirmektedir.
Nitekim Danıştay 9.Dairesi 06.04.2018 tarih ve 2014/ 14213 Esas-2018 / 2185 Karar sayılı ilamında bu hususlara yer vererek; 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesi uyarınca, 2009/Şubat döneminden itibaren beyannamelerini vermediği anlaşılan davacının, katma değer vergisi beyannamesini üst üste vermediği iki dönemin tespit edilip katma değer vergisi beyannamesi verilmeyen son dönemi izleyen ay içerisinde yoklama düzenlenerek, davacının işlerini ne zaman terk ettiği, iş yerinin yoklama tarihindeki durumu, iş yerinde başkaları faaliyet gösteriyorsa hangi tarihten itibaren orada faaliyet gösterdikleri, mükellefin mesleği ile ilgili teşekkül, birlik veya oda kayıtlarında yer alan bilgiler ile iş yeri ve ikametgah adreslerinin bulunduğu yer muhtarlık kayıtları araştırılarak, adres değişikliği yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilmesi ve en geç katma değer vergisi beyannamesi verilmeyen son dönemi izleyen dördüncü ayın sonuna kadar bu işlemlerin tamamlanması gerekirken, İç Genelgede belirtilen tarihler gözetilmeksizin, 14/09/2010 tarihinde ilk yoklamanın yapıldığı ve aynı tarih itibarıyla da davacının mükellefiyet kaydının terkin edildiği anlaşıldığından, re'sen terk işlemini zamanında yapmayan idare tarafından kesilen özel usulsüzlük cezalarında yasal isabet bulunmadığına hükmetmiştir.
İşi bırakma ve resen terk durumu Vergi usul Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan 2004/13 sayılı Uygulama İç Genelgesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup; bu mevzuatta yer alan düzenlemelere aykırı olarak yapılan iş ve işlemler gerekçe gösterilerek geriye dönük olarak mükelleflere faalmiş gibi beyanname vermedikleri gerekçesiyle özel usulsüzlük cezası kesilemeyecektir.
vergi davasına bakan vergi avukatı olarak vergi avukatı kanalı ile açacağınız vergi davasında yukarıda belirttiğimiz hususların gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Diğer Makaleler
- DAR MÜKELLEFİYET NEDİR- DAR MÜKELLEFİYETTE VERGİLENDİRME NASIL YAPILIR
- VERGİ HUKUKUNDA UZLAŞMA
- TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ
- Oto alım satımından dolayı Geriye Dönük Mükellefiyet
- RE'SEN TARHİYAT
- Sermaye Şirketi Ortak ve Kanuni Temsilcilerinin Vergi Borçlarına Karşı Sorumluluğu
- eşyaların hangi pozisyona dahil olacağı konusunda mahkemece yapılacak değerlendirme sonucunda Gümrük Giriş Tarife İzahnamesi’nde yer alan açıklamalar da dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği hakkında
- POS CİHAZLARININ SATIŞ DIŞI AMAÇLARLA KULLANILMASININ VERGİSEL BOYUTU VE POS TEFECİLİĞİNİN HUKUKİ BOYUTU
- ŞİRKETLERİN VERGİ BORÇLARINDAN DOLAYI ŞİRKETİN KANUNİ TEMSİLCİLERİ VE ORTAKLARI HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ UYGULAMASI
- Asıl Amme Borçlusu Şirket Adına Düzenlenen İhbarname Veya Ödeme Emrinin Tebliği Esnasında Hakkındaki Hüküm Kesinleşen Ve Medeni Hakları Kullanma Ehliyeti Bulunmayan Kanuni Temsilci Adına Yapılan Tebligatın Usule Uygun Olmayacağı
- VERGİ SORUMLUSUNUN DAVA AÇMA EHLİYETİ HAKKINDA
- VERGİ BORCU BULUNAN ŞİRKET HAKKINDA AMME ALACAĞININ TAHSİLİNİ SAĞLAMAK AMACIYLA TÜM TAKİP YOLLARI TÜKETİLMEDEN İLGİLİ KİŞİNİN KANUNİ TEMSİLCİ OLDUĞUNDAN BAHİSLE ADINA ÖDEME EMRİ DÜZENLENEMEYECEĞİ HAKKINDA
- GAİPLİK HALİNDE VERGİLENDİRME NASIL OLMALIDIR
- İnceleme Sonuçlanıp Mükellefe Tarhiyat Yapıldıktan Mükelleften Teminat İstenemeyeceği Hakkında
- sahte belge düzenleme veya sahte belge kullanma eylemlerinin ispatı nasıl olur(3)
geri