Asıl Amme Borçlusu Şirket Adına Düzenlenen İhbarname Veya Ödeme Emrinin Tebliği Esnasında Hakkındaki Hüküm Kesinleşen Ve Medeni Hakları Kullanma Ehliyeti Bulunmayan Kanuni Temsilci Adına Yapılan Tebligatın Usule Uygun Olmayacağı
Asıl Amme Borçlusu Şirket Adına Düzenlenen İhbarname Veya Ödeme Emrinin Tebliği Esnasında Hakkındaki Hüküm Kesinleşen Ve Medeni Hakları Kullanma Ehliyeti Bulunmayan Kanuni Temsilci Adına Yapılan Tebligatın Usule Uygun Olmayacağı Ve Kesinleşmiş Bir Amme Alacağından Söz Edilemeyeceği Hakkında
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 94'üncü maddesinde; tebliğin mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağının hükme bağlanmıştır
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 407'nci maddesinde; bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Şirket adına düzenlenen ihbarname ve ödeme emrinin tebliği esnasında, hakkındaki hüküm kesinleşen ve medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmayan davacı adına yapılan tebligatın usule uygunluğundan söz edilemeyeceğinden, şirket hakkında kesinleşmediği anlaşılan amme alacağından da bahsedilemeyecektir.
Nitekim Danıştay 3.Dairesi 04.06.2014 tarih ve 2013/12727 Esas-2014/2645 Karar sayılı ilamında bu hususa yer vererek; somut olayda şirket adına düzenlenen ihbarnamenin 02.05.2009 tarihinde davacının oğluna; ödeme emrinin ise cezaevinde bulunduğu sırada cezaevi müdürüne 27.08.2009 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, buna istinaden, Mahkemelerince, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosundan davacının cezaevinde bulunduğu sürelerin sorulduğu, sunulan belgelerden, davacı hakkında hükmedilen 7 yıl 6 ay hapis cezasının 08.10.2008 tarihinde kesinleştiği, 5275 sayılı Yasa uyarınca 21.4.2012 tarihinden geçerli olmak üzere şartla tahliye edildiği, bihakkın tahliye tarihinin ise 21.10.2014 olduğunun görüldüğü, bu itibarla, şirket adına düzenlenen ihbarname ve ödeme emrinin tebliği esnasında, hakkındaki hüküm kesinleşen ve medeni hakları kullanma ehliyeti bulunmayan davacı adına yapılan tebligatın usule uygunluğundan söz edilemeyeceğinden, şirket hakkında kesinleşmediği anlaşılan amme alacağının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmetmiştir.
6183 sayılı yasaya göre ödenmeyen amme borcundan dolayı şirket kanuni temsilcilerinin ve şirket ortaklarının takibi için söz konusu amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleştirilmesi gerekmekte olup; hükümlü olarak medeni hakları kullanma yetkisi bulunmayan kişi adına yapılan tebligat usulüne uygun olmayacağından ve kesinleşmiş bir amme alacağından bahsedilemeyeceğinden ilgili kanuni temsilcinin malvarlığı hakkında haciz işlemleri yapılamayacaktır.
vergi davasına bakan vergi avukatı olarak vergi avukatı kanalı ile açağınız vergi davasında yukarıda belirtilen hususların gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Diğer Makaleler
- sahte belge düzenleme veya sahte belge kullanma eylemlerinin ispatı nasıl olur(3)
- Motorlu Taşıtlar Vergisi Hakkında Bilinmesi Gereken Herşey
- VERGİ SORUMLUSUNUN DAVA AÇMA EHLİYETİ HAKKINDA
- TAHSİLAT GENEL TEBLİĞİ
- ŞİRKETLERİN VERGİ BORÇLARINDAN DOLAYI ŞİRKETİN KANUNİ TEMSİLCİLERİ VE ORTAKLARI HAKKINDA İHTİYATİ HACİZ UYGULAMASI
- sahte belge düzenleme veya sahte belge kullanma nedir(1)
- Kesinleşen Vergi borcundan dolayı öncelikle kanuni temsilcilerin takip edilmesinin gerekmediği şirket ortağı ile kanuni temsilci arasında vergi borçlarının takip ve tahsili yönündenöncelik sonralık sırasının bulunmadığı hakkında
- GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ
- KATMA DEĞER VERGİSİNDE VERGİYİ DOĞURAN OLAY
- Başmüdürlüklerin/Bölge Müdürlüklerinin, itiraza konu vergi ve ceza miktarlarında artırım yapma yetkisinin olmadığı hakkında. İstanbul vergi avukatı
- DAR MÜKELLEFİYET NEDİR- DAR MÜKELLEFİYETTE VERGİLENDİRME NASIL YAPILIR
- Neden vergi avukatı?
- Zamanaşımı Süresinin Dolmasından Önce Yapılan Çok Cüz’i Miktardaki Ödemenin Zamanaşımı Süresinin Dolmasını Kesmeyeceği Hakkında
- 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU’NUN 10. MADDESİ UYARINCA KANUNİ TEMSİLCİNİN SORUMLULUĞUNUN KAPSAMI
- TAHS?LAT ZAMANA?IMI KAVRAMI ?LE TAHS?LAT ZAMANA?IMINI KESEN HALLER
geri